6 Haziran 2009

sıkı maç, sıkı final!


Maç için kullanılabilecek terimlerden biri olsa olsa "Efsane" olur! Uzun zamandan beri son anlarında bu kadar aksiyon olan bir maç hatırlamıyorum. Kazananın pek bi önemi yok çünkü maçı Efes Pilsen alsa da gönül rahatlığıyla haketti diyebilecektik.

Bu maç aslında Efes Pilsen için sıradan bir maç değildi. Kaybettiğinde 2-0 geriye düşmenin yanında, tekrar 4-0 korkulu rüyalarını göreceğini biliyordu. Aslında maçı daha çok isteyen takımın onlar olduğunu söylemek hiç te zor değil. Müsabakanın büyük bölümünü istedikleri sertlikte kontrol altında ve önde götürdüler. Fakat Fenerbahçe Ülker cephesinde maça kötü başlayan Solomon, Mrsic ve Preldzic son periyotta maçın kaderini değiştirdi.

Efes Pilsen cephesinde artık sadece maç sahada kazanılmayacak. Maçın Abdi İpkeçi Spor Salonu'nun dolu tribünleri önünde oynanması yanında, Efes Pilsen'li oyuncuların bulanık zihinleri de maça başlamadan sıkıntı yaratacak bir diğer unsur. Eğer Ergin Ataman oyuncularını önceki yıllarda kaybedilen serilerinin baskısından uzak tutmanın yollarını bulursa şu iki maçı dikkate aldığımızda serinin dönmesi kimseyi şaşırtmaz. Ama bu baskıyı oyuncular hissederse Fenerbahçe son iki maçı umduğundan kolay da kazanabilir.

Bu arada eğer Fenerbahçe maçı kaybetseydi getireceğim en büyük eleştri Ömer Onan'ın kenarda unutulması olacaktı. Fakat gel gör ki son topu Damir Mrsic sokunca hiçbir değeri kalmadı!

5 Haziran 2009

geleneksel hakem salvoları


Play-Off finallerinin olmazsa olmazlarından olan hakem salvolarına erken bir merhaba dedik. Şu linkte Ergin Ataman'ın hakem kararlarına ilişkin yorumlarını görebilirsiniz. Gerçi haber başlığını gördüğümde kesin Engin Özerhun haberidir diye düşünmüştüm ama sanırım bu sezon bayrağı Ergin Ataman alacak gibi görünüyor.

Bu durum sadece Efes Pilsen ile sınırlı olmayacak elbette. Muhtemel bir Fenerbahçe mağlubiyetinde alışık olduğumuz üzere Nedim Karakaş'ın hakemler üzerine güzel demeçlerini bolca okuyacağımıza eminim!

gözüm seni bi yerden?

Neil Patrick "Barney Stinson" Harris


Jeremy "Daniel Faraday" Davies

potalarda efes pilsen


Efes Pilsen maçlarını salonda izleyenler uzun yıllar boyunca "potalarda Efes Pilsen" diye bir işkenceye maruz kalmışlardı. Neyse ki bu sezon bir değişikliğe gitti Efes yönetimi. Artık Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda oynanan maçlarda daha pop, R&B ve hip-hop rüzgârı esiyor.

Özellikle Kanye West'ten "Amazing" ve Black Eyed Peas'ten "Boom Boom Pow" çaldığı sırada Efes'li oyuncuların motivasyonunu görmelisiniz. Malum, NBA play-off'unun resmi müziği Amazing. Bilhassa Amerikalıları fazlasıyla etkiliyor maç öncesinde. Bu uygulamanın devam etmesi, ve potalarda Efes Pilsen'in tarihteki yerini alması dileğiyle...

detayların oyunu


Basketbol ilginç oyun hakikaten. Eskiden uzun oyuncum yok diye ağlayan takımlar, değişen sistem yüzünden kaliteli uzunları kenarda oturtabiliyorlar. Mesela dünkü Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker maçı. Son çeyrekte, maçın en kritik anlarında sahada iki tane uzun var: Fenerbahçe'de Mirsad Türkcan, Efes Pilsen'de Kerem Gönlüm. İkisinin de hareketli oyuncular olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.

Bir de kenardakilere bakalım: Mario Kasun, Kaya Peker, Michalis Kakiouzis, Ömer Aşık, Oğuz Savaş, Semih Erden ve Gasper Vidmar. Ortlama 700 bin dolar aldıklarını hesap edersek, yaklaşık beş milyon dolar kenarda oturuyor. Maliyet hesabı çok önemli değil gerçi, oyunun nasıl değiştiğini görmek önemli. Finalde eşleşme bozup anlık bir avantaj yaratabilmek için bu adamları kenarda oturtabiliyorsun. Nitekim o kadar kısanın içinde Devin Smith çıkıyor, iki tane hücum ribaundu alıyor ve maçı kazanıyor.

İşte bu oyun bu yüzden güzel...

oh la la!! tonycik tatilde




Tony Parker - Eva Longoria Parker çifti St.Tropez'de günlerini gün ederken, başarılı çiftin mutlulukları gözden kaçmadı. (Kenan Erçetingöz Mode:ON)

4 Haziran 2009

haksızlık!


Ercüment Sunter şu röportajda kendilerinin elenmesinin fiyasko olarak görülmesini haksızlık olarak değerlendirmiş. Fenerbahçe'ye karşı seriyi 3-0 kaybetmek için fiyasko veya başka bir kelime kullanılabilirdi. Bu kullanılacak kelime benim açımdan pek önem taşımıyor. Esas önemli olan bir hocanın spor kültürümüzde pek eşi olmayan koltuk koruma becersine sahip olması... Bunu nasıl başardığı ben dahil pek çok basketbolseverin merak konusu olsa gerek!

büyük lokma ye, büyük söz söyleme


Boş vakit bulduğumda ziyaret etmekten en çok zevk aldığım internet sitelerinden biri Sports Illustrated'ın arşivindeki tüm dergilerde yer alan makale ve yazıların erişime açık olduğu vault.sportsillustrated.cnn.com . Biraz önce yine bu sitedeyken Kobe Bryant'ın henüz liseyi yeni bitirip erken profesyonel olma kararı aldığı dönemde kaleme alınmış ve 6 Mayıs 1996 tarihli sayıda yayınlanmış bir yazıya denk geldim.

Yazının son paragrafında yazar Michael Bamberger dönem Boston Celtics'te "basketbol geliştirme" departmanı (nasıl bir departmansa artık!) direktörü olan Jon Jennings'ten de görüş alıyor. Jennings, Kobe Bryant'ın erken profesyonel olma kararı almasına dudak büküyor ve Kobe'den 1 sene önce NBA'e adım atan bir başka liseli Kevin Garnett'i de işin içine katarak şöyle diyor: "Bence Kobe çok büyük bir hata yapıyor. Benim bugüne kadar gördüğüm en iyi liseli olan Kevin Garnett'in bile erken profesyonel olmasına karşıydım. KALDI Kİ KOBE,BİR KEVIN GARNETT DEĞİL."

Hmmm....

ŞİMDİ NEREDELER?
KOBE BRYANT

11 kez All-Star seçilen Bryant kariyerinde şu ana kadar 3 NBA şampiyonluğu, 1 normal sezon MVP ödülü, 3 All-Star MVP ödülü, 1 olimpiyat altın madalyası kazandı ve kariyerindeki 4. NBA şampiyonluğunu kazanmak için çabalıyor.

JON JENNINGS

NBDL'de Maine Red Claws adlı takımda Başkan, Genel Menajer, Muhasebeci, Tesisatçı, Çaycı, Cheerleader olarak çalışıyor. Yol+Yemek+SSK da cabası...


Ne diyelim... öngörüleri güçlü bir adam...Jon Jennings

a tribute to jeff murdock



"I've got the key to the gates of paradise, but i have got too many legs !"