Taraftar olmak herşeyden önce rakibe saygı duymakla başlar. Bugün sahaya o yabancı maddeleri atanların taraftar olmak bir yana insan olmakla alakası olduğunu düşünmüyorum. Çok önemli bir sahne vardı o dakikalarda. Devin Smith top almak isteyen rakibine baskı yaparken ıslak zeminin azizliğine uğrayıp düştü. Şükür ki ciddi bir sakatlık geçirmedi ama geçireceği bir sakatlığı Fenerbahçeli olduğunu idda eden o kişiler nasıl karşılardı çok merak ediyorum. Acaba ne zaman kazanan bir rakibin sevincine tahammül göstereceğiz veya içimizden gelerek -takımımıza tepki göstermek için değil- rakibi ne zaman alkışlayacağız! Bu sahneler ülkemizde çok uzak hayaller mi ?
Maçın tamamını izleyememiş biri olarak izlediğim bölümden ziyade yanılgılarımı yazmak istiyorum. Açıkası Efes Pilsen'in şütor 4 numara sisteminin tutmayacağına inanıyordum, yanıldım! Efes Pilsen'in maçı geride götürürse Abdi İpekçi'de maç alacağına inanıyordum, yanıldım! İlk 2 maçtan sonra Ergin Ataman'ın takıma birşey veremeyeceğine inanıyordum, yanıldım! Efes Pilsen kaybedilen 2 maçtan sonra önceki yıllarda tutunamadığı Abdi İpekçi'de onur mücadelesi veriyor. Sadece bu senenin değil, artık eski Efes Pilsen eski Efes Pilsen değil diyenlere inat bu mücadeleyi yapıyor! Bakalım son yıllarda rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe mi, yoksa bu sene ligde iyi bir sezon geçirmesine rağmen Avrupa'da berbat bir sezon geçiren Efes Pilsen mi kupaya uzanacak!
Ek: Bir maç süren suskunlukta bitti. Yazık diyorum sadece... Şu yazacaklarımın Fenerbahçe veya Efes Pilsen ile alakası yok. Mahmut Uslu taraftarının onca rezilliğine rağmen hala sadece hakeme laf ediyor! İlk paragrafa ek olarak sormak istiyorm. Ne zaman bu tip ucuz yöneticilik devri sona erecek? Acaba ben görebilecek miyim ?
1 yorum:
Hakemler oyunun fazlaca içindeydi.. Ama maçın sonucunu hakemler değil oyuncular ve koçlar belirledi. Oyuncu seçimleri, ekstra performanslar, gereksiz dış atışlar vs..
Yorum Gönder