9 Haziran 2009

ve efes!


Öyle bir seri izliyoruz ki, ilk iki maçı kazanan takım değişse kimse bu durumu yadırgamazdı. Üçüncü maçın kaderi de hemen hemen aynı oldu. Fakat önceki maçlarda hataların merkezinde koçlar varken, bu sefer maçın kaderini ağırlıklı olarak oyuncular belirledi. Her ne kadar Ergin Ataman 5 kısa rotasyonu ile maçı uzatmaya götürmek için verdiği çabanın karşılığını aldıysa da, Solomon maçı kazanmak adına ortaya koyduğu üstün eforun(!) karşılığını alamadı.

Aslında ilk 3 periyot diğer iki maçın yanında bir hayli sönük kalsa da, son periyot beni basketbola doyurmaya yetti ve arttı. Spor hatalar oyunu ve bu sefer hatayı daha çok yapan Fenerbahçe olunca arkadan gelen Efes Pilsen özellikle Thornton ve Sinan'ın çabaları ile maçı kazanma noktasına gelmeyi başardı. Fakat Ergin Ataman göz göre kısasız bir rotasyonla maçı uzatmayı adeta istedi. Uzatma bölümünde de Efes Pilsen iyi oyununu sürdürerek hakettiği galibiyeti, aslında ilk 3 periyotta oynadığı oyun sonrasında büyük ihtimalle ummadığı bir şekilde almış oldu.

Maçla alakalı dikkatimi çeken bazı detayları burada paylaşmak gerekirse;

- Final serisinin Abdi İpekçi'de izlediğimiz ilk maçında ne Fenerbahçe, ne de taraftarı geçtiğimiz yıllardaki coşkudan bir hayli uzaktı. Eğer bu coşku noksanlığı sürerse sonraki maçta bir hayli zor olacak gibi görünüyor.

- Efes Pilsen koçu Ergin Ataman müzmin hatalarını yine devam ettirdi. Adeta takımı ona rağmen maçı almayı bildi. Fakat bu maçtaki en doğru hareketi son periyot ve uzatmalarda serinin kayıp ismi Charles Smith'i kenarda oturtmasıydı. Sanırım o oturunca takıma daha faydalı oluyor gibi!

- Efes Pilsen oyuncuları bu seri de önceki yıllara nazaran daha canlı ve istekli gözüküyorlar. Hatta geçtiğimiz yıllarda sadece maçı izleyen bench özellikle son periyotta alışık olmadığımız şekilde canlıydı. Kısaca bench coşkusu sahaya da sirayet eder derler!

- Marquees Green son iki maçta kredisini bir hayli tüketti. Bir önceki maçta olduğu gibi son periyotta çok kritik hatalara sebebiyet verdi. Sanırım bundan sonraki maçlarda kritik anlarda özellikle yer bulamayacaktır. Mrsic'in yaşına göre fazla oyunu da bunu gerektirir zaten.

- Ömer'in geçen maç olduğu gibi son periyot unutulması dikkatlerden kaçmadı. Milli takımlarda Kerem Gönlüm'ü 3 numara oynatan, simdi ise 3 oyun kurucuyu aynı anda oynatan, enteresan fikirlerin insanı Tanjevic'in vardır bir bildiği diyelim!

- Solomon hakkında birşey demeye gerek yok. Maçı kaybeden olduğu konusunda herkes hem fikirdir. Fakat sağı solu belli olmayan "King Solomon" bir maç sonra maçı tek başına alırsa kimse şaşırmaz!

- Tribünlerin kralı Solomon olsa da bu serinin kralı Mirsad! Her ne kadar biraz da yorgunluğun sonucu olarak uzatma da sahada yokları oynasa da öyle bir dört periyot çıkardı ki anlatılmaz yaşanır.

- Thornton ve Sinan ileride bu maçı evlatlarına gururla izletecektir. Ama ne yazık ki Efes Pilsen çarkı içinde Sinan Güler'in kaderi çoğu zaman olduğu gibi kenarda unutulmak olacaktır. Thornton ise ona
biçilen rolün adamı olmaya devam edecektir.

Bundan sonra ne olur sorusunun cevabını açıkçası bende bilmiyorum. Efes Pilsen'in bir sonraki maçta da çok geriye düşmeden Fenerbahçe'yi son periyoda kadar takip edeceğini düşünüyorum. Bu maç gibi bir son periyot daha oynarlarsa ve Ergin Ataman hata yapmak yerine üstüne düşen vazifeyi layığıyla yaparsa seri daha enteresan bir hal alabilir.

0 yorum: