13 Eylül 2009

Tur-fect

Başlık Eurobasket2009 resmi sitesinden. Milli takımımız dörtte dört yaparak geride kalan maçlarda meşhur "streetfighter" terimiyle perfect yapmayı başardı. Grupta oynadığımız maçlarda, alınan her galibiyet sonrası; Litvanya oyun kurucusuz gelmiş, Bulgaristan sokak basketbolu oynuyor, Polonya sadece 6 kişiyle oynuyor diye rakiplerimizi biraz küçük gösterme ihtiyacı duyduk. Bizim gibi kolay havaya girip ayakların yere basması konusunda sıkıntı yaşayan ülke ve milli takımları için doğru olduğunu düşündüğüm yapıcı bir eleştiriydi. Bunu söyleyenlerde dahil olmak üzere herkes, takımın en önemli artısının rakip kim olursa olsun sahada sergilenen mücadele olduğunu söylüyordu.

Bugünkü galibiyetle takımın özgüvenini bir kat daha arttırdığını düşünüyorum. İlk grupta rakip kısalara karşı yaptığımız harika baskının bir örneğini daha bu maçta göstermiş olmamız gerçekten çok değerliydi. Özellikle Rubio'yu riske edip Navarro'yu nerdeyse tüm maç boyunca oyun içine sokmayışımız onları haddinden fazla pota altına endeksli bir oyuna sürükledi ki, bu durum maçta rakibi 60 sayıda tutmamızın en büyük anahtarıydı. Ömer Onan'ın Logan'a yaptığı basketboldan soğutan baskılı oyunundan bir kesit daha Navarro'ya sunması hücumda paylaşım konusunda sıkıntı çeken İspanyolları fazlasıyla rahatsız etmiş oldu. Yine Ömer Onan yerine sahada yer alan Sinan'ın da baskıyı maksimum seviyelere taşıyıp, her kritik topta elinin oluşu geriye düştüğümüz anlarda bile oyundan kopmayışımız sonucunu doğurdu. Sinan'ın her hücum ve savunma ribaundunda elinin oluşu ve havuza düşen topları çok iyi takip etmesi o bölgeden alabileceğimiz en güzel katkılardan biri oldu. Oyun alanında yer alan 5 kısa oyuncumuz olan Kerem, Ender, Engin, Sinan ve Ömer'in maç boyunca sadece 1 top kaybı yapması da o alanda rakibe karşı ne kadar güçlü durabildiğimizin güzel bir detayı oldu. Uzun süre sonra oyun kurucularımızdan bu kadar iyi katkı alıyor olmamız oyunu her alanda dengeli ve doğru yönlendirebilmemiz konusunda geride kalan 4 maç düşünüldüğünde büyük bir artı olarak hanemize yazıldı.
Bugün takımımızda 28 dakika süre alıp, saha içinden 1/5 isabetle -ki bunların çoğu hiç yapmadığı kadar zorlama şutlardı- 2 sayı bulabilen ve bunun yanına bir tanesi çok kritik bir anda olmak üzere 4 top kaybı ekleyen Hidayet, en etkisiz ismimiz olarak dikkat çekti. Maç sonrası açıklamalarda dizinden sorun yaşandığı söylense de yaptığı zorlamaların özellikle ilk çeyrekte Fernandez tarafından yapılan tatlı sert baskıdan kaynaklandığı fikrindeyim. Eğer dizinde gerçekten performansını etkileyen bir sıkıntı varsa O'nun bire bir hatta bire iki zorlamaları yapmaması, perdemeleri yada ikili oyunları kullanarak bulabileceği boş şutlarla oyuna katkı yapmasını beklerdim. Hidayet'in sahaya yansıyamayan katkısını, bugün süpriz bir isim olan Semih'ten aldık. İlk 2 maçı izleyince Semih'le bu şampiyona nasıl biter sorularını kendimize sorarken Polonya maçıyla başlayan yükselişi İspanyol uzunlarına karşı olan duruşuyla kendi adına maksimum seviyelere ulaşmış oldu. Maç sonunda "Gasol hepimiz tanıyoruz, nasıl bir oyuncu olduğunu biliyoruz. Ben, O'nun karşısında sert durdum, mücadele ettim ve kazandım!!!" açıklamasıyla bazı konularda ne kadar gelişebileceğinin sinyallerini verse de bugün özellikle savunma katkısı çok değerliydi.
Bugün, son Polonya maçında olduğu gibi takımın en etkili iki ismi Ersan ve Ömer Aşık oldu. Maçın en kritik pozisyonunda Sergio Llull'e ikili bloğu yapanların da bu iki isim olması hoş bir detaydı. İkisinin de hemen her ribundda sonuna kadar mücadele etmesi, Ersan'ın izleyenlere göre savruk ama bir o kadar etkili oyunu, Ömer Aşık'ın atletizmi, pozisyonuna göre çok hızlı ilk adımı ve ayaklarının oluşu ve potaya doğru çekinmeden dikey gidişleri rakibi en çok zorlayan silahlarımız oldu.


1 yorum:

csyasoo dedi ki...

Gerçekten çok iyi oynuyoruz.
Ersan'a ayrı bir parantez açmak lazım.Basketbol'u çok ilerleme kaydetmiş.Turnuva'nın ilk 5'ine seçilmesini ben kesinlikle bekliyorum.Gerçi daha erken ama böyle oynamaya devam ederse yeri garantidir bence.