8 Haziran 2009

skip attı!

Jameer Nelson 2004 yılında draft edildiğinde onunla ilgili en çok merak edilen konu, kendisiyle aynı draftta seçilen ligin yeni süperstar adaylarından Dwight Howard'ın saha içinde ne kadar tamamlayıcısı olacağıydı... Nelson çaylak senesinde beklentilerin altında kalsa da 2. sezonunda yükselen formu ve güçlü fiziğiyle dikkatleri üzerine çekmeye başladı. Sonraki 2 sezon özellikle istikrarsız şutu sebebiyle büyük eleştiriler alsa da, bu sezon başından sakatlanıncaya kadarki bölümde takımın 2. skor opsiyonu olma konusunda ciddi aşama kaydetmiş ve hatta bu durum takımında başarısı göz önünde bulundurularak onun All-Star seçilmesinde büyük pay sahibi olmuştu.

Jameer'in sakatlığı sonrası Orlando cephesi onun boşluğunu doldurabilmek için gerekli hamleyi yapıp, "T-Mac varsa 1. turu geçemeyiz" fikrini iyice benimseyen ve bu yüzden kendine kaçış planı arayan Rafer Alston'a imzayı attırdılar. Rafer'ın yapması gereken basitti. Superman'e doğru yerde pası ver, boş şutları kaçırma. Fakat belki de doğası gereği arka plandaki adam olmayı kabul edemediğinden, parke üzerinde de hep fazlasını yapmaya çalıştı ama bunların çoğunu eline yüzüne bulaştırdı.

Küçüklüğümüzde, kapının önünde "Alman Kale" oynarken yemeği hazırlayan annemiz ısrarla camdan bizi çağırırdı. Ya da babamız elinde 1 kiloluk sütaş yoğurdu ve ekmekle birlikte işten eve dönerken, çoğu Türk gencinin şehir efsanesi haline dönüşen "ben amatör kümede oynarken" cümlelerinin aslında mahallenin toprak sahasında danalar gibi top peşinde koşturmak olduğu o dönemlerde bizi kolumuzdan çekerek başlamadan biten futbolculuk kariyerimize nokta koyuşunu ve sokaktan zorla eve tepip banyoya sokuşunu çoğumuz yaşamışızdır sanırım.
Rafer "Skip 2 My Lou" Alston'a sokaktan "salona" girmesini kim tembihledi bilmiyorum ama keşke hep sokağın kralı olarak kalsaydın be abicim...

0 yorum: